Okul çağına gelmiş her çocuğun imkanlar doğrultusunda en az
bir sosyal aktiviteye yönlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Buna karar verirken öncelik çocuğun isteği olmalı ancak
küçük yaşta oldukları için herhangi bir branşla ilgili tecrübeleri yok. Bu
aşamada yapılacak en doğru şey çocuğu doğru gözlemleyebilmek, gerekirse
öğretmenlerine danışmak.
4 yaşında bir çocuğun yapabileceği alanlar oldukça kısıtlı,
araştırma yaparken bale ya da jimnastiğin uygun olduğunu gördüm ve baleye karar
verdim.
İstanbul’da seçenek oldukça fazla, ancak iyi bir bale
okulunun Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olması öncelik. Birkaç telefon
görüşmesinden sonra bir arkadaşımın da tavsiyesi ile Mavidans Bale ve Dans
Okulu’na başlamaya karar verdik.
Bunda en büyük etken, okulun da sahiplerinden olan Nurhan
Nebioğlu’nun telefonda konuşurken bile çocuğumuzu bir aileye emanet edecek
olacağımız hissini vermeseydi. Tanıştığımızda da yanılmadığımızı gördüm.
Mavidans ile ilgili detaylı araştırmayı mavidans.com dan
yapabilirsiniz. Şu kadarını söyleyebilirim ki, Ayda Zorlu Nebioğlu ve Nurhan
Nebioğlu’nun özgeçmişlerini okuyunca hemen ikna olacaksınız.
Biz yaklaşık 5 aydır derslere katılıyoruz, hazırlık grubu
haftada iki kez birer saatlik ders yapıyor. Çok küçük oldukları için üst üste
iki saati kaldırmaları zor.
Geçen Pazar günü, 5 aydır kapalı kapılar ardında
öğrenilenler açık dersle velilere sunuldu. Evde hareketleri görüyorduk tabii
ama sınıf ortamında bambaşkaydı.
Veliler içeri alındığında, bütün çocuklar mum gibi
duruyorlardı, gayet disiplinli bir şekilde 20 dakika boyunca eğitmenlerinin
yönlendirmesi ile harika bir sunum yaptılar.
Aslında, burada önemli olan hareketleri kusursuz yapmak
değil bence, önemli olan 20 dakika boyunca çaba sarf edip, hem de sınıfta anne
babalar, anneanneler vb. varken düzeni bozmadan o kültürü bizlere
yansıtabilmeleriydi ve hepsi de gayet başarılı bir şekilde gerçekleştirdi bunu.
Ben o gün İren’i izlerken, ilk defa büyüdüğünü
hissettim… Karşımda gayet olgun, disiplinli ve görevini ciddiyetle yapan bir
çocuk gördüm. O minnacık bedenler, yorulmadan, pes etmeden ve gerçek bir
balerin edasıyla başlar dik, yüzde hafif bir tebessüm ile sunumlarını yaptılar.
İren’in bu kısa süreçte özgüveni oldukça arttı, dolayısıyla
iletişim becerileri de güçlendi.
Ebeveynlere şiddetle en az bir sosyal etkinliği bu yüzden
tavsiye ediyorum.
Bir not: Bale, buz pateni derken çocuğu sık boğaz ettiğimi
düşünenler oluyor çevremde, oysa ki bunların hepsi çocuktan çok aileye külfet
ama bunu kimse görmüyor. Çocuk istemese zorla bunları yaptıracak bir anne zaten
değilim, tam aksine, İren sabahın köründe uyanıp “Baleye gidicez, sonra da
patene gidelim mi?” dediğinde, ben daha gözümü bile açamamış oluyorum… Her
haftasonu erkenden kalkıp okula gider gibi dışarı çıkmak, ailece uzun uzadıya
bir Pazar kahvaltısı yapamamak, soyunma odalarında iki büklüm çocuk giydirmek,
o sırada yemeğini planlamak, kısacası ordan oraya çocuk taşımak da kolay iş
değil inanın, bu rutini her hafta tekrarladığınızı düşünün, insan arada nefes
almak istiyor. Ben bunları kızım için sorun etmeden yapıyorsam gerisini
düşünmek de kimseye kalmıyor sanırım. Burdan duyurulur, yazın da yüzme okuluna
vereceğim, haberiniz olsun :)