1 Şubat 2016 Pazartesi

Tuvalet Eğitimi

3 yıl 8 aylık annelik tecrübemde beni en çok zorlayan dönem tuvalet eğitimi oldu…

Yeni başlayacak annelere kolaylık ve sabır dileyerek, geçen süreci paylaşmak istiyorum…

Doktorunuzdan ya da internetten bu dönemde neler yapılacağını bilgi edinebilirsiniz, biz de öyle yaptık başlarda ama bu öğretiler tamamen teorik kalabiliyor, o yüzden ben kendi yaşadıklarımı anlatarak anneleri bilgilendirmeyi tercih ediyorum…

Öncelikle, İren’e şarkılı türkülü bir lazımlık aldık, yani o kadar sempatik bir şey ki tuvaleti olmasa da insan oturmak ister hani, öyle düşündük…


İlk sabah, bezi çıkarırken olaya hazırlama konuşmaları yapıldı; sen büyüdün, bugün bunu birlikte atıyoruz; bizimki bir heyecanlı bir hevesli, o hevesle zaten ilk gün bir kez bile altına kaçırmadı…

Ben saat tutarak tuvalete götürüyordum, kahvaltı yaptı şu kadar şey içti yaklaşık 2 saat sonra tuvaleti gelir gibi öngörülerle, zaten birkaç gün içinde ortalama kaç saatte bir yaptığını çözebiliyorsunuz. Bu arada, 2 yaşından sonra ideal deniyor, biz 2,5 yaşını aşmıştık, yaz tatilinde daha küçük olduğu için denemedik, Şubat tatiline denk getirdik; kışın daha zor, havalar soğuk, yazın başlasaydın diyenler oldu tabii ama sıcak evin içinde herhangi bir hastalığa sebep olacak bir durum görmedim ben.

Evet, ilk gün o kadar harikaydı ki, “Ooo bu iş oldu, millette ne abartmış” dedim mi, dedim, demez olaydım!

İkinci gün bambaşka bir İren vardı, tuvalete gitmek istemiyor, gitsek oturmuyor, kaçıyor, ağlıyor, evin her noktasına şar şar salıyor; bir elimde bez, bir elimde çamaşırlar, peşinde delirmek üzere koşuyorum… Tabii, bana yardımcı olmak için anneanne ve dede de yanımızda, her kaçmak istediğinde ciyak ciyak “Dedeeeee, anneanneeee, yapmııcam, ben buraya yapıcaaammm”…

3. gün artık herkes birbirini yemeye başladı, o sinir, stres, gerginlik İren’e de yansıdı tabii…

Altına kaçırmadığı her sefer sticker yapıştırması için tuvalete kartonlar asıldı, bu sefer de oyuna döndü iş, girdi çıktıya bile sticker yapıştırır hale geldik…

Sonra, hayatımın kurtarıcısı Pepee’nin o meşhur “Çişimiz tuvalete, kakamız tuvalete…” şarkısını buldum, her tuvalete gidişimiz bu şarkıyla, elele, dans ederek olmaya başladı ve bir haftanın sonunda küçük tuvaleti çözdük, tabii hemen ardından daha büyük bir sorun olan büyük tuvalet başladı…

Çocuğun kakasını yaptığını herkes anlar zaten, o surat değiştiği anda, hadi hadi desek de, İren keçisi kesinlikle gitmek istemedi tuvalete, yani altına bez takmayı bile beklemeden direk yapıyordu, ee çocuk biliyor, bezi attık, artık yok dedik, bir daha taktırır mı onu??

Yine tuvalete gitmeme krizleri yaşanmaya başlayınca, sonunda lazımlığı salona taşıdım, tv karşısında, elinde oyuncakları ile oynarken alıştı oturmaya, ama yine yapmıyordu, bekle bekle bekle, “Anne kakam yok”, tam kalkar yine kendi bildiği gibi yapar…

Tabii, olmaması gerekse de, bir süre sonra izin vermeye başlıyor insan, tuta tuta başka türlü bir bağırsak sıkıntısı olmasın diye… Yaklaşık 3 ay o kaka hep İren’in istediği şekilde yapıldı…

Bir gün, büyük anneannenin evindeyken, kendi söyledi geldiğini, burası bizim evimiz değil, yanımızda yedek çamaşırın yok, pis gezersin gibi bir konuşma yaptım ve tuvalete gitti, hem de lazımlığı olmadan, büyükler gibi yaptım diyerek de çıktı, yani bu kadarmış! Bilseydim her gün büyük anneanneye götürmez miydim?

Gelelim gece ki duruma! İlk başta her ikisine birlikte alışsın diye, gece uyandırıp götürüyordum ama o kadar huzursuz oluyordu ki, kıyamazsınız, yani ben kıyamadım, ağlıyor, uyuyacağım diyor, bu yüzden gece tuvalet işini yaza bırakmaya karar verdim. Uzmanların söylediği gibi, ‘o uyuduktan sonra bezle, sabah o uyanmadan bezi çıkar’ sistemi bizde hiç işe yaramadı, çünkü İren bezli olduğunu anlıyordu, sabah o uyunmadan bezi çıkarırken kaç kere açtı gözünü de yakalandım, dikmiş gözünü bakıyor, “Beziiimmm, beziiiimmm” diye bağırıyor, nasıl kıvıracaksın, kıvıramadığım için de doğruyu söyledim…

Tabii, yaza bırakalım dediğimiz süreci de uzatmak zorunda kaldık çünkü yine aynı ağlamalar huysuzlanmalar…

Normal tuvalete alışmasından tam bir sene sonra, yine bir Şubat tatilinde gece tuvaleti eğitimine başladık, evet şu an tam o dönemdeyiz, yaş 3,5’u aşmış, doktora uzmana kalsa çok yanlış bir şey ama İren de şuanda hazır buna. Belki, daha önceleri zorlayarak deneseydik yine öğrenecekti ama hem kendi hem de bizler daha sıkıntılı bir süreç yaşayacaktık. Bir haftadır 2 kez yaşadığımız kazadan başka bir sıkıntı çıkmadı, uyandığında huysuzluk yapmıyor, “Anne sende gece mi kalkıyorsun?”, “Tuvaleti gelince babamda mı uyanıyor?” gibi sorular soruyor, her seferinde onunda artık büyüdüğünü, büyükler gibi gece uyanıp tuvalete gitmesi gerektiğini söylüyoruz. Ve tabii yine en sevdiği şeyi yapıyor, her kuru kalktığı sabah okul ajandasına bir sticker yapıştırıyor, 8 Şubat’ta öğretmenine gösterecek…  
Özetle diyeceğim şu ki, ister gündüz ister gece olsun, ister küçük ister büyük tuvalet eğitimi olsun, başta çocuğun (yaşı önemli değil) gerçekten hazırbulunuşluğu tamsa ve bu işle ilgilenecek kişi de (anne, anneanne, bakıcı…) psikolojik olarak bu sürece hazırsa tuvalet eğitimine başlanmalı. Bir de hep dediğim gibi ne kadar az ses o kadar tek otorite, bu süreçte sadece tek bir kişi çocukla ilgilenmeli… İşin en önemli kısmı SABIR, SABIR, SABIR…


Ve ufak bir not; yeni doğduklarında nasıl 3 saatte bir emzirmeye kalkıyorsa anneler, bu süreçte de tuvalete götürmek ya da kontrol etmek adına zırt pırt uyanmak zorunda kalıyorsunuz, uyanamadığınızda da az önce bahsettiğim o kazaları yaşıyorsunuz!