27 Mayıs 2013 Pazartesi

Doğumgünü Ardından!

Bu blogun esas açılma sebebi olan İren’in ilk doğum günü geldi çattı, hatta geçti bile…
İlk olduğu için benim için çok çok önemliydi… Detayları kafamda oluşturmaya 1 ay önceden başlamıştım… Önce ne giyeceğini düşündüm, uzun bir dolap taramasından sonra teyzemin getirdiği mor elbiseye karar verdim… Kıyafete uygun ayakkabı, çorap, hırka almak için bir günde 3 alışveriş merkezi dolaşarak kombini tamamladım, ancak İren’in minik ayaklarına büyük gelen ayakkabıyı giydiremedim maalesef, biraz daha büyüyünce papitlere sıra gelecek…
Sonra, o güne uygun süsleme araştırmaya başladım, bir sürü siteden hem zevkime hem de bütçemize uyacak şeyler bakarken, ne göreyim www.partiavm.com da tam da elbisemizin renkleriyle uyumlu “Modern Renkler” teması varmış… Sipariş verildi, 3 gün içinde elimize ulaştı…
İren, henüz çok küçük olduğu için, uyku düzeni ve huzuru bozulmasın diye kutlamayı evde yapmanın en doğrusu olacağını düşündüm… İyi ki de böyle olmuş çünkü pastayı üflemeye sıra gelmeden uykuya daldı minik, hatta bazı dostlarımız pastayı göremeden gitmek zorunda kaldı, buna ayrıca çok üzüldüm ve bir kez daha anladım ki bu hap kadar bebişler bizim hayatımızı kesinlikle yönetiyor… Yaklaşık 20 kişi, pasta için İren’in tatlı uykusundan kalkmasını 1,5 saat kadar bekledik…
Evde, aileler dışında, yeni anne-baba arkadaşlarımız olduğu için sohbet hep miniklerimizin ne yaptığı, ne yediği, aşısı, ilkleri üzerineydi…
Normalde, tanımadığı kalabalıklarda huzursuzlanıp ağlayan İren, o gün sanki bilirmiş gibi, beklediğim tepkileri vermedi, herkesi dikkatli dikkatli inceledi ama büyük ağlama krizleri yaşamadık…
Pastamız ve kurabiyelerimiz, hem bir komşu, hem uzaktan akraba, hem de arkadaş olan Beste Abla’mızın elinden çıktı… Onunla da uzun bir mail trafiği, gönderilen örnek fotoğraflar, renkler, desenler konuşulduktan sonra her şey tamamlanmış oldu… Ben çok abartılı süslü şeyleri sevmem, kelebeklere olan düşkünlüğümü de bilmeyen yoktur sanırım… Tabii yine kelebekler ve minik çiçeklerle süslendi pastamız… Gerçekten hayal ettiğim pasta olmuştu… Lezzeti için ve emeği için tekrar teşekkür ediyorum Beste’ye…
Evet, her şey minik Lüle Kafa için özenle yapıldı… Bir ilki yaşadığımız için eksiklerimiz vardı mutlaka… Mesela, uykuya geçmeden önce pastamızı üfleyebilirdik, böylece herkes o anı yaşayabilirdi… Seneye, daha tecrübeli olacağımız için böyle bir hata yapmayacağız…
Gelelim, ertesi güne… Öyle yorgun düştüm ki, bir de rutin uykusuzluk ve sanırım 1 senenin yorgunluğu… Bugün kimi görsem “Gözlerine ne oldu?” diyor… “Uykusuzluk” diyorum ama aslında 1 yıldır bir insan yetiştirmenin, yeni temeller oluşturmanın yorgunluğunu yaşıyorum… Evet, gözlerimin altında iki koca torba var, kaşınıyor, yanıyor ve en kötüsü acıyla batıyor; ama inanın onlar için her şeye değiyor…
Aşkım benim, iyi ki doğdun sen, iyi ki varsın ve iyi ki benim yavrumsun! Nice güzel, mutlu, sağlıklı yaşların olsun, harika bir ömrün olsun… Ama hep benle olsun, gözlerin gözümden, ellerin elimden, kokun burnumdan hiç eksilmesin… Seni çok seviyorum! Çok seviyoruz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder