26 Mayıs 2014 Pazartesi

İyi ki doğdun bebeğim...

Gözümü kapıyorum, 3 yıl önceye gidiyorum, hayatımızda yeni bir heyecan, bir bilinmeyen…

Varlığını öğrendiğimiz gün, kalp atışını duyduğumuz ve ilk kez minnacık bir taneyken senle tanışmamız, sonra her doktora gidişte yaşanan sevinç seni göreceğiz diye…

Karnımdaki ilk hareketlerin, gece tekmelerinle beni uyandırman, sen büyüdükçe içimi kaplayan korku…

Zaman yaklaştıkça, ‘ben vazgeçtim’ demem; senden değildi vazgeçişim, seni bu dünyada koruyamam düşünceseydi…
Sonra, heyecanla senin için yapılan alışverişler, odanın gelmesi, yerleşmesi, süslenmesi, ince ince detayların hesaplanması…
Doktorumuzun ‘2 gün sonra’ deyişi; o gün eve telaş, mutluluk, heyecan ve kaygıyla gidişim…
Son gecemizde, heyecandan sabaha kadar dolaptaki ütülü çamaşırlar dahil her şeyi yeniden ütülemem (benim de terapim buymuş demek)…

Sonra, hastaneye giriş, odaya çıkış, NST de bekleyiş:

-          ‘Ağrı var mı?’

-          ‘Yok’

-          ‘Sancı var mı?’

-          ‘Yok’
Bekle, bekle, bekle… Tam 9 saat, sonunda ‘PES’ artık demem ve ameliyat… Epidural anestezi ve bir türlü uyuşamamam; ‘Ama ben doğduğunda görmek istiyorum, bayıltmayın beni, canlı canlı olurum ameliyat’ diyecek kadar şuursuzlaşmam…

Neyse, ilk görüşüm seni; ameliyathanedeki o koca lambaya yansıyan kapkara saçların; sonra sesin; sonra kucağıma alışım seni; kollarımda tutmaya korktuğum an…

Yukarı gidişin ve benim orda sensiz ilk kalışım (umarım sondur)…

Anestezi hemşiresine ısrarla; ‘İyiyim ben götürün beni’ – ‘Ne zaman yukarı çıkacağız’ diye onlarca kez tekrarlamam…

Sonra, odaya, yanıma gelişin, o anı hiçbir zaman unutamam, hatırlarken bile gözlerim doluyor… Dünyanın en güzel şeyi benimmiş meğer; en güzel göz, en güzel burun, en güzel ten, en güzel koku; her şeyin en güzeli, en paha biçilmezi senmişsin meğer!

Sonra, eve geliş, senle birlikte yaşamaya başlamak… Alışmak birbirimize, sevmek her geçen gün daha da fazla...
Acılı gaz sancıları, doydu, doymadı, güldü, ağladı, tepki verdi, uyudu, uyandı, dişi çıktı, ateşi çıktı, aşıya gittik, kabız oldu, kustu, kafasını kaldırdı, döndü, bi de baktık ki yürüdü, yemek yedi, eti ağzından çıkardı, yoğurdunu bitirdi, oyun oynadı, düştü, kalktı, konuştu…

Çok seviyorum seni İren, dünyadaki herkesten, her şeyden daha çok, kendi canımdan daha çok…
İyi ki sen geldin hayatımıza, iyi ki ‘sen’ oldun, iyi ki seni gönderdi Rabbim!

Doğum günün kutlu, mutlu olsun! Her yeni yaşın, yepyeni güzellikler sunsun sana, tıpkı senin bizlere sunduğun gibi…

Happy Birthday Lüle Kafa J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder