29 Ocak 2025 Çarşamba

YAS GÜNLÜKLERİ -4- Bağ Kurmak

İren’ imi kaybettiğim anda doktorlar ve yakınlarım önce bana sakinleştirici yapılmasını istediler. Cenaze günü içinde aynı fikri sundular ve sonrasında taziyeye gelen çoğu yakınımdan benzer şeyleri duydum. Sandılar ki, ilaçlar söndürecek yürek yangınımı. O yangını iliklerine kadar hissetmedikleri için sönebilir diye düşündüler. Hiçbir ilacın, yüreği yanan bir anneye tesiri olmayacağını tahmin edemediler.

Bense, her “ilaç” denildiğinde “Acının içinden geçmeden, dışına çıkamam.” diyerek reddettim. Tıpkı, yasın içinden geçmeden, onunla uzlaşmadan, yasımla yaşamayı öğrenemeyeceğimde ısrar ettiğim gibi. Benim yasım, ömrüm boyunca taşıyacağım hayatımın yeni bir parçası. Hem size bir sır vereyim; yasa teslim olmak kaybı kabullenmekten daha kolay. O yüzden, ben yasıma teslim olmayı seçiyorum. Çünkü, bu teslimiyetin İren’ le kurduğumuz ilişkiyi yokluğunda da sürdürebilmenin yollarını daha kolay bulmama yardımcı olduğunu keşfettim.

Bizim anne-kız ilişkimiz her zaman hayranlık uyandırmıştır. Ben içindeyken bunu fark etmiyordum. Yakınlarım ilişkimizin gücünden bahsettiğinde bana çok olağan geliyordu. Herkeste böyledir diye düşünüyordum. Ancak, İren’ i kaybettikten sonra, farklı bir anne-kız ilişkimiz olduğunu daha net gördüm. Çok sevdiğim, bir gün bile ayrı kalamam dediğim evladımı dokunamadan, konuşamadan, koklayamadan aynı derecede sevebildiğimi; bu sonsuz sevginin yanına ağır bir yük olan özlemi de katarak yola devam etmeye çalıştığımı gördükçe dayanıklılığımın geliştiğini fark ettim. 6 aydır bu acı içinde “ilaçsız” ayakta durabilmem İren’ den, sevgimizden, hayattayken onunla kurduğumuz bağdan kaynaklı.

Bağ kurmak, ebeveynlerin çocukla kurduğu ilişkiyi, sevgiyi ve duygusal yakınlığı tanımlar. Karşılıklı anlayış, duygusal destek, güven ve kabul üzerine inşa edilmesi gereken bir şeydir bence. Fedakarlık gerektirir. İçten gelir. Sonradan oluşmaz. Sevdiğin kişiyi yokluğunda aramaktır, merak etmektir bir parçası. Yerini başka hiçbir şeyle dolduramamaktır. Karşılıklıdır. İren’ le bağımız böyle şekillenmişti. Ve ben bu kuvvetli bağı yokluğunda da devam ettirmeye çabalıyorum çünkü sevgi bitmiyor.

İngiliz psikolog John Bowlby’ nin geliştirdiği Bağlanma Teorisinden yola çıkarak, “Yas Uzun Bir Veda” kitabında şöyle diyor Şengül Hablemitoğlu: “… kişisel olarak bağlanma modelimiz yas sürecini etkileyen faktörlerden sadece biri. Örneğin, güvenli bağlanan kişiler daha çok özlem duyarken ve kaybettikleri kişiyi ararken, kaygılı-kararsız bağlanan kişilerin yoğun kaygı ve suçluluk arasında sıkıştıkları saptanmış.”

Yani, sevdiklerimiz hayattayken onlarla kurduğumuz bağ yasımızı şekillendiren etmenlerin arasında yer alıyor. O yüzden, bağ deyip geçmeyin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder