1 Aralık 2025 Pazartesi

Cevapsız Sorular

 “Sakın isyan etme günah!” ile başlayan her cümleye isyan ediyorum!

İsyan etmek, sözlükte ‘itaat etmemek, emre boyun eğmemek ve ayaklanmak’ olarak tanımlanıyor.

Bu ‘günah ölçerlerin’ gözden kaçırdığı bir durum var ki evladını kaybeden annelerin isyanı emre boyun eğmemekten kaynaklanmıyor. 

Boyun eğmesek ne olacak? Geri mi gelecek yavrularımız? İstemeye istemeye bu durumu kabul edip, boyun eğmek durumundayız yani. 

Bizim isyanımız, dünyaya! 

Dünyanın adaletsizliğine… 

İnci gibi baktığımız çocuklarımızın yanımızda olmayışına… 

Dünyada bu kadar, hırsız, katil, cani varken neden benim yalan bile söyleyemeyen, saf çocuğum, Balım, İren' im yanımda değil diye sormak günahsa… Razıyım bu günaha! Bedelini öderim. 

Zaten, neyin bedelini ödediğimin cevabını da henüz bulmuş değilim! 

Hastane koridorunda kurduğum ilk cümlelerimden biriydi: “Ben ne günah işledim de başıma bu geldi?” 

Bulamadım cevabını… İki kişilik dünyamızda, kendi halinde yaşayan anne-kızdık oysa ki... 

Benim ödemem gereken bir bedelse bu, benden çıksaydı, benim canım çıksaydı… 

Çıktı da zaten… 

Gidenler için “vefat etti” denirken, huzurlu bir yerde olduklarına inanılırken; geride kalanlara, tüm huzuru kaçmış “yaşayan ölüler” deniliyor… Üstelik, bu dünyada var olmaya devam ettikçe, bir daha huzuru bulamayacağımız da biliniyor… 

Nefes alıyorsun, aldığın nefese pişman oluyorsun… Hayatın doğal akışında ilerlemeye çalışırken, ansızın “Ben ne yapıyorum?” diyorsun. Hak ediyor muyum onsuz yeni bir yer görmeyi, yeni bir şey almayı, sohbet etmeyi, gülmeyi, bir şey yemeyi, içmeyi… İçtiğin su bile mezarının başında suladığın çiçekleri hatırlatırken… 

“Ben ne yaşıyorum, ne yapıyorum?”

Bu cevapsız sorulardan çok sıkıldım bu aralar. 

Bir cevabı olsa içim rahatlar mı peki? Sanmıyorum. 

Hangi cevap, evlat yokluğuna mantıklı bir açıklama yapabilir ki? Hangi cevap bu özlemi dindirebilir ki? Hangi cevap, anne yüreğine su serpebilir ki?

Kayboldum… 

Koca dünyada kendime yer bulamıyorum… Hiçbir yere sığamazken, yaz-kış, sıcak-soğuk demeden, balkonun bir köşesine, “yas köşeme” sığmaya çalışıyorum her akşam... Sevgisi, özlemi, acısı, anıları, varlığı, yokluğu ile... Aslında, yine İren ile 💓 


“Bir çocuğun ölümü, dünyaya sorulmuş cevapsız bir sorudur.” diyor Dostoyevski.

Dipsiz bir kuyunun derinliklerinde, cevapsız soruların yanıtlarını ararken kayboluyor insan... 


2 yorum:

  1. Yaz kış soğuk sıcak demeden balkon köşesinde tükenmeyi beklemek 😭

    YanıtlaSil
  2. Sorunun cevabı da , evladın yokluğunun tesellisi de yoktur...💙🫂

    YanıtlaSil