13 Nisan 2013 Cumartesi

Bir Fizik Tedavi Macerası...

Bir çocuğun varsa anlatacak şey hiç bitmez... 

Malum, yeni doğan bir bebek ne ister, kucak ister! Annesinin sıcak kucağı sakinleştiği tek yerdir; biz İren’ le yeni doğduğunda 10-15 gün kadar yapışık ikiz gibi dolaştık!  


Tabii, bu cici kız büyüdü, her ay kilo aldı, bir de en büyük aşklarından biri babası, diğeri dedesi onu iyice kucak delisi yapınca olan onunla bütün gün yalnız kalan anneye oldu!



Offf, o ne sancı! Doğru acile, ee sütte var malum, ilaç filan yok!



Aylarca bel ağrısıyla mücadele ettim, bikaç doktor denemem oldu, ancak önerdikleri gibi fizik tedaviye ayıracak vaktim yoktu!


Yaklaşık 10 ay sonunda, 2 gün boyunca yataktan kalkamaz hale gelip, beldeki ağrım sırtımı sarmaya başlayınca, ne olursa olsun bu işi halledeceğim dedim.



Doğru zamanı ve doğru yeri buldum!



Aslında tamamen tesadüf oldu! Alo Acıbadem'i aramamla Prof. Dr. Selda BAĞIŞ' a randevu verdiler. Selda Hanım, işini öyle mükemmel yapıyor ki, daha önceki doktorların fark etmediği, etse de üstünde durmadığı ayaklarımı gördü önce; hemen 3D taban analizi yapıldı ve bileklerim içe dönerken, ayaklarımın dışa bastığı anlaşıldı. Bir 3D tabanlık, bir güzel spor ayakkabıyla çözdük işi. Bunca sene boşuna ağrıyormuş benim ayaklar!


Sonra fizik tedaviye başladım. İlk gün tedirgindim biraz, fakat zaman geçtikçe öyle çok sevdim ki orayı, ne yalan söyleyeyim son seansımda üzüldüm bile :( 


15 seans öngörülmüştü ama 12 seansta ağrılarım geçince bitirme kararı alındı. 


Aslında, pek de inanmıyordum geçeceğine! Minicik bir makinadan verilen 20 dakikalık akım, bi masaj, 3-5 hareketle geçer miymiş o şiddetli ağrılar, GEÇERMİŞ!


Gelelim, bu yazının esas amacına...


Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi, uzay üssü gibi bi yer ama içindekiler tamamen insani duygularla bezenmiş!


Her şeyden önce, seni hiç zorlamıyorlar; günler - saatler, randevu sana uygun şekilde ayarlanıyor. 


Uzun süredir kendine nerdeyse hiç denecek kadar az zaman ayıran bir anne olarak, orda o kadar rahat ve mutlu oluyordum ki anlatamam. Uykusuz kaldığım gecelerde kendimi motive etmek için, "Yarın fizik var, orda uyurum," dediğim çok oldu.


Sıcak bir havluyla beraber gelen ağırlık ve akım sizi rahatlatırken, arkadan gelen masajla iyice mayışıyorsunuz. Sonrasında yavaş yavaş artan hareketlerle, uzayan bel kasları o halde tutulmaya çalışılınıyor. Evde yapılan tekrar hareketleriyle de (tabii fazla kucak yapmazsan) ağrın kalmıyor.


Fizyoterapist arayanlara Serdar Korkmaz özellikle tavsiye edilir! İlk bakışta fazla ciddi görünse de, zaman içinde bunun işini önemsemesinden kaynaklandığı anlaşılıyor. Seanslar devam ettikçe, birbirine alıştıkça sanki yıllardır tanıyormuşsun hissine kapılıp aileden biri gibi oluyor. Bu arada bekarlara duyrulur, bir anne gözüyle kendisi ‘ideal damat adayı’ :))


Ayrıca, Tayland’dan ithal 'sihirli parmaklar' Onk ve Nutty (umarım, isimleri doğru yazmışımdır) ağrıyan bölgedeki kan dolaşımını hızlandırarak o bölgenin beslenmesini sağlıyorlar.


Ayrılmadan önce öğrendiğime göre annelerin bir diğer şikayet konusu da omuz ağrısıymış!


Aman anneler; bellere, omuzlara DİKKAT!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder