Sabah ezanıyla uyandım bugün. Bu saatte kalktığım görülmemiştir hiç. Normalde uyumayı çok severdim. -di’ li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü uyumayı sevmiyorum artık. Doğan her güneşle, İren’ in yokluğuna yeniden açıyorum gözümü. Bu histen nefret ettiğim için uykuya direniyorum.
“Normal mi kaldı?” diyorum kendi kendime. Pandemi döneminde “Yeni
Normal” diye bir terim türemişti. Benimki de “Yaslı Normal” olsun o halde.
Asla yapmam dediğim her şeyi yapar oldum “Yaslı Normal” de.
Mesela, uyandığımda kahvaltı hazır olsun isterdim hep. Ailece
hafta sonu kahvaltısı yapmak kadar keyif veren bir şey yoktu. “Yaslı Normal” de
bir kahve içeyim yeter der oldum.
Günün, hatta haftanın tüm işlerini telefon ajandama
kaydederek planlardım. “Yaslı Normal” de ileriye yönelik hiçbir plan yapmamaya
başladım. “Kısmetse olur”, “O zaman gelsin bakarız” gibi cümleler ekledim lügatıma.
Mesela, eskiden, İren arabadaysa onu tehlikeye atmamak için;
yalnızsam İren’ e sağ salim kavuşmak için kendimce belirlediğim bir hız limiti
vardı. Şimdi, “Yaslı Normalde” sol şeritten bastır. Ne var yani, kaza yapsam
sonunda ölüm var diye mi korkacağım?
Geç kalacağım randevular bütün günümün stresle geçmesine
neden olurdu eskiden. Şimdi, “İnsanlık hali olur öyle şeyler İstanbul
trafiğinde” diyorum rahatlıkla. Yetişmeyen her iş zihnimde büyür, kalbimi
sıkıştırırdı eskiden. Şimdi, “Dünyanın sonu mu canım, elimizden bu kadarı
geldi, ne yapalım” diyebiliyorum.
“Yaslı Normal” de insan vurdumduymaz oluyormuş. Daha önce
kendine dert ettiği hiçbir şeyin dert olmadığını anlıyormuş meğer.
Yumuşuyormuş insan “Yaslı Normal” de… Eskiden kızdığı şeylere
kızmaz, tepki verdiklerine vermez oluyormuş.
Mesela, haftalardır sitemizde sadece bizim blokta sıcak su yok.
Ooo, eski ben olsaydım, hele de İren o soğuk suyun altında kalsaydı, site
yönetimi elimden kurtulamazdı. Şimdi, babam arasana yönetimi dediğinde, “Boşver,
başkası arasın” diyorum. Ne var yani soğuk suyla duş alsak, ölüm mü var sanki sonunda?
Bir de İren’ in korktuğu asansörler… Sallana sallana çıkıyoruz. Babam kalmış
geçen gün. “Aaaa öyle mi?” diyebildim sadece. Ne var yani, en kötü panik atak
geçirir ya da asansör düşer, ölüm mü var sonunda? Ah, hele bir İren kalsaydı o
asansörde… Tahmin edin neler yapardım site yönetimine…
Prensipleri kayboluyormuş insanın “Yaslı Normal” de. Sosyal
medyada tanımadığım kimseyi kabul etmeyen ben, herkes İren’ i tanımalı
duygusunun yoğunluğu ile gelen tüm takip isteklerini onaylar olmuşum.
Kimseye kolay kolay güvenmeyen ben, “Yaslı Normal” de hemen
güveniyorum yeni tanıdığım insanlara. En kötü ne olabilir ki, ölüm mü var güvenmenin
sonunda?
“Yaslı Normal” de, hayatıma yas süreciyle dahil olan, yüz
yüze tanışmadığım bir sürü yeni arkadaş edindim. Kayıplarımızla ilgili
paylaşımlarımızı beğenip, DM’ den yazıyoruz birbirimize. Katıldığımız
online seminerlerde karşılaşıyoruz. Ben abartılı temasları seven biri olmadım
hiç, annem bile sarılamamıştır bana doya doya bunca yıl. En çok İren’ e temas
ettim hayatımda (iyi ki). Şimdi, “Yaslı Normal” de acısı olan herkese sarılmak
istiyorum. Ekrandan bunu yapamayınca, hiç huyum olmayan şekilde, “Sana sarılmak istiyorum” diyen mesajlar
yazıyorum. Onlarda hiç geri çevirmiyor. Yas arkadaşlarıma sonsuz güveniyorum
çünkü aynı acının çıkmazında rastladık birbirimize. Böyle bir acıyı yaşayan kimseden
kötülük gelmez, biliyorum. Hem gelse ne olur, ölüm mü var sonunda?
Her zamanki gibi çok güzel anlatmıssın kıymetli kızım aynı duyguları yaşasamda asla senin gibigibi anlatamam bende sürekli bana ne demeye başladım sevgiyle kal
YanıtlaSil🫂🌹
YanıtlaSil